16 Ekim 2024 Çarşamba

KARS-I ZÜLKADRİYE KİTABI YAYINLANDI

Dünyanın en verimli topraklarının bulunduğu Çukurova’nın Toros Dağları ile birleştiği yerde bulunan Kadirli ilçesinin bu ismi almasının tarihi 1928 yılına dayanır. Öncesinde burada Kars-ı Zülkadriye isimli bir şehir bulunuyordu. Bu şehirde yaşayan insanların ata-dedelerinin tarihi hikayeleri hayattan göç etmeleri ile birlikte yok olup gitti. Osmanlı ve Dulkadir Türkmen Beyliği zamanında yaşayanların mezar taşlarının çoğunda yazı bile bulunmaz. . Bahsedilen dönem 1350’li yıllarda bu bölgenin Türkmenler tarafından alınarak yurt yeri haline getirilmesi ve sonrasında yaşananlardır. Bu şehrin bulunduğu yerde Romalılar zamanından kalma ALACAMİ bulunur. Batısından da Savrun suyu geçer. Sülemiş Tepesi, Savrun suyunun kıyısında uzayıp gider. Bu şehirde yaşayan insanların ataları İslam ve Türk kültüründen isimler almışlardı. Dulkadir Beylerinden Osmanlı’ya geçtiği 1515 yılında bu şehrin bulunduğu yer “Kars-ı Maraş”, veya “Kars-ı Zülkadriye” Sancağı olarak isim almıştı. Osmanlı’nın duraklama dönemine girmesi ile birlikte 1600-1865 yılları arasında Kars-ı Zülkadriye şehrinin bulunduğu coğrafyada derebeyler, aşiretler ve yöneticiler arasında kavga-döğüşler sürdü gitti. İnsanlar köylerini terk ederek dağlara, ormanlara sığındılar. Yerleşim yerleri harabeye döndü. Osmanlı, Kars-ı Zülkadriye’nin bulunduğu coğrafyaya 1865 yılında Fırka-i Islahiye isminde iskan ordusu gönderdi. Dağlarda yaşayanların damları ateşe verildi , göçebelerin çadırları kılıç darbeleri ile kesildi, parçalandı, zorla da olsa yerleşik hayata geçmeleri sağlandı. Arkasından pamuk tohumları verildi., tarlaya ekilsin ürün alınsın diye. Dut ve üzüm fidanları getirildi, dikilsin ve meyvelerinden yararlanılsın diye. İnsanlar, cehaletin verdiği düşünceyle dut fidanlarının filiz veren köklerini yaktılar, toprağa öylece gömdüler köklerini. Bitmesin, büyümesin meyve vermesin diye. Geçen zaman içinde Kars-ı Zülkadriye kasabasında yaşayan insanlar dünyaya farklı bakmaya başladılar. Savrun suyunun Çukurova’ya karıştığı yerde çeltik ekmek için açılan kanalı sular bastı. Yaklaşık 100 bin dönümü bulan arazi bataklığa dönüştü. Osmanlı’nın son zamanlarında arazi elde etme, yerel yönetimde söz sahibi olmak için aileler arasında kavgalar sürdü gitti. Osmanlı’nın dünya savaşına girmesi, arkasından Fransız işgalinin yaşanması, Milli Mücadele olayları, Cumhuriyetin kurulması gerçekleşti. TARİHİ BELGELER ZİBİLLİĞİ ATILDI VE YAKILDI 1928 yılı geldiğinde, uygulanan Harf Devrimi olayını yanlış anlayan veya düşünenler insanlar Osmanlı döneminden kalan Arap harflerle yazılı Hükümet Dairesinde bulunan evrakları at arabalarına yükleyerek “eski yazı gereksiz yazı” mantığı ile Savrun suyu kıyısında zibilliğe atılarak kibritle yaktılar. Belgelerin külleri havaya savruldu. Tarihe uzanan hafıza yok edildi. Aslında yok edilen tarihi hafıza değil, bu coğrafyada yaşanan ibretlerle dolu olayların hatırlanmasın, bilinmesin diye bellekten silinmesi olarak da görülebilirdi. OSMANLI ARŞİV BELGELERİ AÇILDIĞINDA Aradan geçen zaman içinde her ne kadar Kadirli’de bulunan Osmanlı dönemi tarihi belgeler yakılmış olsa da Osmanlı’nın başkenti İstanbul’daki arşivde bulunan 200 milyon belge okunmaya, özetlenmeye, Arap alfabesi ile görüntüsü ile birlikte açılmaya başlandı. Tarihçi Cezmi Yurtsever, 2024 yılı Mart ayı sonlarında İstanbul’a geldi. Osmanlı Arşivine uğradı. Günümüz Kadirlisi ile ilgili yer isimlerini yazarak belge araştırmalarına başladı. Dulkadir Beyi Alaüddevle’nin fermanı, Kanuni Sultan Süleyman’ın Kars-ı Maraş Tapu-Tahrir defterleri, aşiret kavgaları, sürüp giden çatışmalar, tımarlı-sipahilerin görev belgeleri, yöneticilerin rüşvet dosyaları, Batılı ülkelerden gelen casusların gizli raporları, derebeylerin halkı ezmek için eşkıya beslemeleri, birbirleri ile olan kavgaları gibi ibretlerle dolu olaylarla ilgili belgeleri gördü. Bir yandan belgelerin kopyalarını almaya, okumaya başladı. Diğer yandan hızlı bir şekilde de bölümler halinde yazmaya. Heyecan verici bu çalışmanın ürünü olarak Kars-ı Zülkadriye isimli kitap ortaya çıktı. Aslında bahsi geçen kitap “Kayıp bir şehrin” yaşanmış tarihi hikayesi idi…Duygulandıran ve düşündüren. ……………………………………………………. Haberleşme: cezmi.yurtsever304@gmail.com